1 Mayıs 2015 Cuma

Teröre üretenlerin teröre karşı birliği

Allah’ın Adıyla
Sorgusuz sualsiz insan öldürmenin hiçbir gerekçesi yoktur elbet. Yalnız şöyle bir sorun var ki; Yanı başımızda sadece 1 saatte yüzlerce mazlum öldürüldüğünde hiçbir tepki verilmezken, Paris’te 12 kişi öldü diye dünya nasıl da mateme bürün(dürül)ebiliyor?

Bu bölgede yaşayanlar olarak düşünmeliyiz. Bize “demokrasi getirmek için” çırpınan(!) ABD, İsrail, Batılılar ve onlarla birlikte 12 kişinin ölümüyle perişan olan Müslüman liderlerin gözünde ne kadar değerimiz var? Coğrafyamızda yaşanan tüm “küçük çaplı”(!) katliamları terazinin bir kefesine, Paris’te yaşanan “devasa katliamı” (!) terazinin bir diğer kefesine koyduğumuzda kimin kime ne kadar değer verdiği çıkıyor ortaya. Ve Aslında yaşanan bu “devasa terör” olayı(!) düşünecek, söylenecek, sorgulanacak birçok şey koyuyor önümüze.
Mesela Paris olayında insanları taraflardan birinin safında durmaya zorlayan bir baskı da var. Ya terörü destekleyensin, ya da İslam’a düşman olan! Peki! bunun ortası yok mu? Var elbette. İşte zor olan ikisi arasındaki tercih meselesinde ikisinden de beri olduğunu ispat edebilmektir. İslam’a düşman iki tarafın birbiriyle didişmelerinin sadece İslam’a zarar verdiğini anlayabilmektir. Birisi “Allah adına cihat” ettiğini iddia ederek tertemiz dine zarar verirken bir diğeri onların yaptığını tertemiz İslam dinine mal edip şeytani plan peşindedir. Aslında İki taraf da tertemiz İslam’ın yüzünü çirkin gösteren çaba içerisindedir. Ne din düşmanlarına saldırdı diye El Kaide’nin, ne de din düşmanı El Kaide’ye saldırdı diye Fransa’nın ya da başka bir devletin yanında durmalıyız.
Pazar yürüyüşü ne gösterdi bize?
Teröre karşı birlik olmak elbette ki insani, vicdani ilahi bir görevdir. Ancak terörü üretenlerin böyle bir iddiada bulunması! Pişkinlik, Şeytani bir özellik ve ikiyüzlülüktür. Terör nedenlerinin, terör nedeniyle söyleyecek tek bir sözü olabilir mi?! Olsa bile! Terör konusunda söyleyecekleri her sözün muhatabı yine kendileridir. Kendileri kendilerine söz söylemiş olurlar. Çünkü onlar terörün madenleridir. El Kaide’nin, Taliban’ın ve IŞİD gibi tekfirci terör çetelerinin kimler tarafından desteklendiği, eğitildiği gün gibi ortadadır.
12 kişi öldü diye sağlanan bu birlik, sözde “Suriye’nin Dostları” (!) toplantılarını tertipleyip, dünyaya mesaj verdikleri hallerine ne kadar da benziyor değil mi? Ya da İran’ın barışçıl nükleer enerji üretme hakkına karşı zorbalık edenlerin hallerine. Aslında benzerlikten öte, onların ta kendileri. Suriye’nin sözde dostları milyonlarca Müslümanın katilleri! İş kendilerine gelince nasıl da insanda ne kadar merhamet duygusu varsa sömürmeyi başarabiliyorlar. Bölgemizdeki zenginlikleri sömürdükleri gibi.
Hâlbuki! Paris’te öldürenler kim? Yanı başımızda bir günde binlerce mazlumu katleden teröristler değil mi? Yaşadığımız bölgede insanları katlettiklerinde her türlü övgüyü hak eden “özgürlükçüler(!)” kıta değiştirdiklerinde bir anda terörist oluverdiler. Ve böylelikle İslam dinine zarar verdikleri fark edildi. İyi de bu güne kadar burada döktükleri kanı hangi “din” adına yapıyorlardı? İnsan keserken yüce İsa diye değil “Allahu Ekber” diye böğürmüyorlar mıydı? Neden sözde din adına ahkâm kesenlerden“12 kişi öldürülene dek” İslam’ın böyle vahşetlerden beri olduğu söylenmiyordu?
Ne değişti, öldürenler mi? Hayır. Öldürülenler mi? Evet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder