22 Nisan 2012 Pazar

Kur'an'da Aile

Kur'an'da Aile

İnsan oğlunun yaratılıp yer yüzüne bırakılmasından sonra hayatın denge unsurunu korumak ve




Bismillahirrahmanirrahim.
´´ Kendileri ile huzur bulmanız için size kendinizden olan eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de, O´nun ayetlerindendir. Gerçekten bunda, düşünen bir topluluk için ayetler vardır.´´
Rum / 21

İnsan oğlunun yaratılıp yer yüzüne bırakılmasından sonra hayatın denge unsurunu korumak ve belirlenmış yaşam felsefesi doğrultusunda gelecek nesillerin mükemmel kılınmaları, erkek ve kadını birlikte geliştirip devamı için yaratıcının koyduğu kural ve sisteme aile denir.
İnsan toplumunun yapısının sağlıklı ve salih bir yapıya kavuşması ve sağlam bir temel üzerine oturtulması, hiç bir kötü ve yıkıcı gücün bu yapıyı yıkamaması için, Allah, elçileri olan peygamberleri ve masum hidayet önderlerini ilahi maarif ile göndermiştir.
Tarih boyunca var olan ve küçük görünen aslında manen çok büyük ve güçlü bir kurum olan aile yapısının dengesini her çağda bozmak isteyen güçler hep olmuş, var olmaya da devam edecektir.Asrımız ilim ve teknoloji çağı olmasına rağmen her anlamda dejenere olmuş; ahlaki, itikadi, sosyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal ve ailevi çöküntünün perişanlığıyla kayıp olup gitmektedir. Bu anlamda aile yapısının ne kadar zorluk ve sıkıntılı bir süreç içerisinde olduğunu görmekteyiz, şimdi bu aile kurumunun sıkıntılarını görüp ortadan kaldırmak için ne yapmamız lazım? Ne gibi çalışmalar yapılması lazım? Bu konuda belirli bir mesafe alıp dertlere çare bulabilmemiz için önce bu aile kurumunu tanımamız lazım; aile nedir? Kur´an‘a göre aile ne demektir?
Ailenin çeşitli görüşlerle tanıtımı yapılmaktadır, bu görüşlerden bazıları yüzeysel, bazıları ise daha derindir. İnsan ne kadar bunun tanıtımına derin bakarsa o kadar bu kurumun güvenirliğine aşina olur. Biz bu mukaddes kurumun daha iyi bir yapıya sahip olmasına iyi bir çalışmayla destek verirsek bu kuruma gelebilecek çeşitli tehlikelerden korumuş oluruz.
ilk bakışda bu kurumun oluşmasında etken olan şey bir erkek ve bir kadından ibaret oluşudur, bu iki varlığın evlenme suretiyle kendilerinden dünyaya gelecek çocuklarla küçük bir topluma sahip olmalarıdır ve bu aile kurumunu bu yüzeysel manada yapı olarak tanıtabiliriz ama bu yeterli değildir çünkü derin manada şuna bakmalıyız ki, erkek ve kadın neden müşterek bir yaşamın peşinde koşmalıdır? Acaba bu yaratılışın bir kuralımıdır yoksa markisist, maddeci düşüncenin belirttiği gibi bir ihtiyaçı gidermek için midir? Markisist düşünceyi burada dile getirmek istemiyorum. Ama bazıları olabilir hatta vardır da onların evlenmeleri maddiyat üzerinedir, bazı babalar kızlarını ekonomik olarak iyi yaşam için zengin bir babanın oğluna veya bazı babalar kız babasının servetinden dolayı oğlunu zengin kızla evlendiriyor, bazı evlenmeler ise güç ve konum itibarıyla oluşmaktadır çünkü elde edilebilecek güç ve konum kendilerinden aşağı olan her kesime üstünlük sağlamak içindir. Bazı evlilikler de güzellik üzerine kurulmaktadır, hem zenginlik, hem güzellikler ve hem de cinsel arzular üzerine kurulu bu gibi evliliklerde insanın manevi ve insani değerlerine asla önem verilmemektedir. Zenginlik, güzellik, cinsel arzu, güç, kudret, çıkar üzerine kurulan evlilikler, her zaman aile içinde çıkar ilişkisine dönebileceğinden bu mukaddes aile kurumu bir anda ayrılığa kadar varabilir. Elbette İslam, erkek ve kadının birbirlerinin malından, güzelliklerinden yararlanmasına karşı olmadığı gibi imkan da tanımaktadır ama sadece bu sayılan maddi seylerin üzerine kurlmak istenen aile kurumunu onaylamamaktadir. Aile kurumunun oluşmasında , evliliğin temel sepeplerinden biri elbette cinsel ihtiyaçı giderip yanlış yollara düşmeği engellemektir. Erkek ve kadını birbirlerine bağlayan sebeplerden birisi de çocuk sahibi olmalarıdır. Dolayısıyla erkek ve kadının birbirlerine bağlanmasını güçlendiren asil unsur çocuktur, çünkü özellikle kadının çocuk yapma icgudusü aile bağının asil birleştirici sebeptir, dolayısıyla aile ağacının tatlı meyvesi çocuktur, bu sebepledir ki çocuğu olmayan bir çok aile bu derin sevgiden yoksun kalışlarından dolayı ayrılmak zorunda kalmaktadırlar.Çocuk bir evin bereketidir, gerek bu dünyada gerekse ahirette. Bir hadis-i şerifte Resulullah ( s.a.a) şöyle buyurmaktadir:
  ´´Evlenin, çocuk sahibi olun, ben sizlerle ve hatta düşük yapılan çocuklarla kıyamet günü iftihar edeceyim.´´
Burada evliliğin değerinin yanısıra çocuğun ne kadar önem ve ehemiyyetli olduğu vurgulanmaktadır. Diğer bir hadis-i şerifte Resulullah ( s.a.a ) şöyle buyurmaktadır:
 ´´ Her kim evlenirse dinin yarısını korumuş olur.´´
Bu hikmetli söz gençliğin iffet, haya ve insani karekterik değerlerini korumanın, iffetsizlik, hayasızlık, günah, fesad ve ahlaki kayıplarından kurtulmanın ve insanın dinin muhafazasının felsefesini açıklamaktadır.
Aile kurumunun oluşmasının bir diğer faydası ise şudur; insanların varlığı bir toplumu olusturmaktadır ve bu yapının temel direkleri vardır, bu yapının ayakta kalabilmesi ve devamlı ilerlemesi ve hareket halınde olması gerekmektedir, bunun için bütün direkleri sağlam olması gerekir. Eğer bu yapının direklerinden bir tanesi çatlar veya kırılıp düşerse, o yap bütün foksiyonlarını kaybeder. Bu yapının içerisindeki malzeme sağlam ve yeni olması gerekir ki birbirlerini tam anlamıyla birbirlerini tamamlayabilsin ve bütün zor sartlarda bu mükemmel yapı ayakta kalarak varlığını devam ettirsin. Bu aile yapısını bir kişinin tek başına oluşturması mümkün olmadığından, bu yapının teşkilatlanması gerekir bu teşkilatlanmanın oluşumu, bir bireyden fazla olması demektir, bu oluşum ya erkeğin bir kadınla veya kadının bir erkekle evlenmesiyle gerçekleşir. Bunların birbirleriyle muhabbet ve sevgi ile kaynaşmalarına vesile olacak çocukların dünyaya gelmesi gerekir,
Kur´an‘a göre her insanın kendisi icin bir karsi cins yaratilmistir; erkek erkeklik özellikleriyle ve kadın da kadınsal özellikleriyle bir birlerini tamamlayıp birbirlerin kabul ederek mükemmel toplum olan aile kurumunu oluştururlar.
Kur´an-ı Kerim şöyle buyuruyor:
´´ Sizi de çift çift yarattık´´ ( Nebe / 8 )

´´ Kendileri ile huzur bulmanız için size kendinizden olan eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de, O´nun ayetlerindendir
gerçekten bunda, düşünen bir topluluk için ayetler vardır´´ ( Rüm / 21)

´´ Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yarattı, sonra sizi çiftler yaptı. Hiçbir dişi O´nun ilmi dışında ne gebe olur, ne de doğurur. Uzun ömürlü birinin ömrünün uzaması da, ömrünün kısaltılması da, mutlaka bir kitaptadır. Kuşkusuz bunlar Allah´a kolaydır´´ ( Fatir / 11 )

´´ Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Size kendinizden eşler yarattı,
hayvanlardan da ciftler var etti, Bu yolla sizi cogaltmaktadir, O´nun benzeri hiçbir şey yoktur. O´ işitendir ve bilendir´´ ( Şura / 11 )

Kur´an bu tabirle aile kurumunun esas felsefesine vurgu yapmaktadır. Yaratılan çiftler birbirlerini kabullenemez durumda olsalardı aralarında her hangi bir sevgi ve muhabbetin oluşması asla sözkonusu olmazdı. Ve onları bireysel özgürlüklerinden ferakat ettirip birbirlerine bağlılığını gerçekleştiren işte bu unsurdur. İnsanların evlenmesi, insani vasıflarını geliştirmeleri, birirlerinin eksikliklerini gidermeleri, insani kamil olup yaratıcıya karşı vazifelerini eksizsiz yerine getirmeleri ve beraberce yaşam sürmeleri için olduğundan bunu aralarındaki sevgi ve muhabbetle gerçekleştirebilirler. Hayvanlar ise bu sayılan değerlerden yoksun olduklarından sadece içgüdüsel ve cinsel arzuyu tatmin etmek için eşleşirler.,
İnsanda sevgi ve muhabbetin tecelli yeri aile kurumudur, erkek ve kadının birbirlerine olan ask ve sevme duygusu onların hayatının her alanında; mutlulukta ve zorlukta, sıkıntılı oldukları her alanda birbirlerine daha fazla bağlanmaktadırlar; beraber sevinirler ve beraber üzülürler, işte Kur´an bu sevgi ve muhabbete parmak basmaktadır,

´´ Var olan imanlarını daha da artırmaları için, muminlerin kalplerine güven indiren O´dur. Göklerin ve yerin orduları Allah´ındır. Allah, bilendir ve hikmet sahibidir´´ ( Fetih / 5 )

Kur´an‘ın bu buyuruğu bir insanda hakim olursa, insan kendisine gelebilecek beklenmedik zorluklar karşısında, Rab´bine en samimi duygularla sığınarak ayakta kalabilir. Erkek ve kadının birbirlerine olan bağlılığında, beraber aile kurumunun mükemmellesmesinde imanın etkisi tartışılmazdır. İnsan, açlığı, susuzluğu gidermek için nasıl yemek ve suya ihtiyaç duyuyorsa, aile ortamının gerginliğini gidermek için, erkek ve kadının birbirlerini tamamlaması ve her türlü ihtiyaçlarını gidermeleri için kadının erkeğin, erkeğin de kadının varlığıyla oluşan huzura ve güvene ihtiyacı vardır. Buradaki huzur ve güven sadece fiziki değil, belki pskilojik, sosyolojik, ahlaki ve de ruhsal açıdan şarttır. Bu değerlerden yoksun bir insanın fiziki yönü ne kadar iyi olursa olsun muhakkak birşeyler onda her zaman eksik olacaktır. Onun içindir ki, güzellik, zenginlik ve maddi varlık insana her zaman mutluluk getirmez, sadece bunlar insan hayatının bir köşesinde bazı eksiklikleri giderir. Bu da aile ye bu anlamda asla huzur ve güven getirmez. Buradan yola cıkarak aile kurumunu iyi tanımak gerekir, bu gereksinimi gidermek için de Allah´ın kelamı olan Kur´an‘ın tanıtımıyla aileyi oluşturmalıyız.
Vesselamun aleykum.
Tevekku EROL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder