8 Mayıs 2013 Çarşamba

Kur’an da İmamet Ve Masumiyet-7



Bismillahirrahmanirrahim
Kur’an da İmamet Ve Masumiyet-7
Ul-il Emr Hakkında; İtaat, Sakaleyn Ve Menzilet
Menzilet Hadisi: Ul-il Emr den maksat ne Alimlerdir ne Sahabelerdir ne tabi-inlerdir ne Komutanlardır ne 3 halifedir ne Babalardır ne Emeviler ve nede Abbasi sultanlarıdır. O’nlar Allah’ın yeryüzünde ki özel ilmiyle
donatılıp görevlendirdiği ve Peygamberlerin temsilcileri İmamet makamına sahip olan 12 Masum İmamlardır. Sünnü hadiscilerin ileri gelen büyük alimlerinden Hakim Heskani den gelen bir hadiste Şevahidi Tenzil kitabın da Ul-il Emr ayetinin tefsirinde Mucahid den Rivayet etmektedir:  Ayeti Kerimede söz edilen ‘’Ul-il Emr-i Minkum’’ cümlesi ‘’ Emiril Müminin Hz. Ali bin Ebu Talib(a.s) ın İmamet ve Velayeti hakkında inmiştir. Resulullah (s.a.a)  Medinde O’nu kendi yerinde Vasiy kılarak kadın ve cocuklara sahip olmasını istediğinde İmam Ali(a.s) şöyle arzetti: beni kadın ve cocuklaramı Vasiy kılıyorsunuz ya Resulellah? Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Bana nisbetin Harun’un Musa’ya nisbeti gibi ve ümmetimin arasında halifem olmak ve onları islah etmek istemezmisin. Bu Ayet’te ki ‘’ Ul-il Emr Minkum’’ Emir sahipleri ölçüsü  Hz. Ali bin Ebu Talib (a.s)in Resulullah’ın hayatta yaşadığı dönemde O’nu insanlara İmam karar kılmasıyla gerçekleşmiştir, O’nu medinede kendi yerinde bıraktı ve Allah’ın emri gereği insanlara O’na İtaat etmelerini ve muhalefetlik etmemelerini emretti.’’(1) 
Bu hadiste bilgin ve mufessir Alim Mucahid; bu ayetin iniş felsefesini Resulullah (s.a.a)’ ın Hz. Ali (a.s)’ı medinede kendi yerinde vasıy bıraktığı ayetini tefsir ettiği zaman kendisinin olayı anladığını ve çözdüğünü söylemektedir. Bu hadiste Hz. Harun’un Hz. Musa (a.s)’ ya olan yakınlığının aynısını Resulullah (s.a.a)’ ın Hz. Ali (a.s)’ ı kendisine yakın karar kılması ve O’na mutlak itaat edilmesini istemesidir.  Menzilet hadisi konusu Sünnü ve Şia alim ve müfessirleri arasında bir çokları tarafından ortak görüşle değerlendirmiş ve aynı noktda ve konu üzerinde birleşilmişlerdir. Devamında Hakim Haskani  menzilet hadisi için şöyle diyor: bu menzilet hadisi aynı hadistir ki bizim büyük şeyhimiz (ustadımız) Ebu Hazım Hafiz; menzilet hadisi için şöyle derdi, ben beş bin sened ile onaylattım onu, bu hadis konusunda şüphe yoktur İbni Asakir kendi
kitabında bu konuyu bir çok sahabeden nakletmiştir.(2)
Bu hadis; İmam Ali (a.s) ümmetin en bilgini en faziletlisi ve Hz. Resulullah (s.a.a)’ın kendi döneminde ve vefatından sonraki dönemde O’nun varisi ve halifesi oluşunun delilidir.
 İtaat Hadisi: İmam Ali (a.s)’ın İmametine delil olan diğer bir hadisde İtaat Hadisidir,bu hadis çeşitli kaynak ve söylemlerle aktarılmıştır, Hakimi Nişaburi Mustedreki sahiheyn  de bu konuyu yazarken  ve Zehebi tehlis kitabında bu konuyu onaylıyor. Hadisin özü şöyledir: 
Hz.Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: bana itaat eden Allah’a itaat etmiştir, Bana karşı gelen Allah’a karşı gelmiştir, ve Ali’ye itaat eden bana itaat etmiştir, Ali’ye karşı gelen bana karşı gelmiş ve emrime itaat etmemiştir.. (3)
bu hadisde Resulullah (s.a.a) kendine itaatın şartını  Allah’a itaat olarak buyururken Hz. Ali (a.s)’a itaatın şartını  kendine itaat olarak beyan etmektedir.  Ve kendisine karşı gelmenin şartını Allah’a karşı gelineceğini buyururken Hz. Ali (a.s)’a karşı gelmenin şartını kendisine karşı gelmek olarak beyan etmektedir. Dolayısıyla bu hadiste çok açık bir şekilde açıkladığı gibi Hz. Ali (a.s)’a itaatın farz oluşunu Peygamber’in kendisine itaat gibi farz olduğunun delilidir. Ul-il Emr ayetinin öz anlamı Hz. Resulullah (s.a.a)’a itaat etmenin farz olduğudur, Hz. Ali (a.s) Resulullah’ın varisi oluşu hasabiyle O’na itaat’ın da farz oluşunun anlamını çıkarmaktadır. Ve bu hadis Hz. Ali (a.s)’ın ismet (masum) oluşuna da delilidir. Çünkü itaat emrin fer’idir yani itaattan sonra gelir yani itaat emri gelmeyene kadar itaat sözkonusu olamaz. İmam Ali (a.s)’a itaat Resulullah (s.a.a)’a itaattır,İmam Ali (a.s)’ın emri Resulullah (s.a.a)’ın emridir. İmam Ali (a.s)’ın maslahat gördüğü Resulullah(s.a.a)’ın maslahatıdır.bunun kendisi de  İmam Ali(a.s)’ın masumiyetinden başka bir delile işaret değildir.
Sakaleyn Hadisi:  Ul-il Emr de Ehl-i beyt (a.s)’e itatt etmenin farziyetinin başka bir delili ise sakaleyn hadisidir. Bu hadis şia ve sünnü arasında kesin delillerle ittifak edilmiş ender hadislerden birtanesidir. Gerçi bu bir çok farklı  söylemlerle söylenmiş olsa dahi, ama hepisinde farklılık göstermeğen  iki cümle vardır ki bütün farklı söylemlere arğmen aynı anlamda geçmektedir. Şu hadisde açıklandığı gibi: Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: ben sizin aranız da iki ağır emanet bırakıyorum; Allah’ın Kitabı, ve benim İtretim, ehl-i beytim bu ikisine birlikte sarılan asla delalete düşmez, ve bunlar birbirlerinden asla ayrılmazlar, kevser havuzunun başında bana birlikte geleceklerdir.(4)
İb-ni Hacer; bu hadis hakkında şöyle diyor: Sakaleyn ( Kur’an Ve Ehl-i beyt)’e sımsıkı sarılmak hakkında 20 ve onun üzerinde sahabe kanalından Hz. Resulullah(s.a.a)’ın Medine de hasta iken, bazı kanallar dan hicr’de tolanmişken, bazı kanallar dan  Gadir hum da, bazı kanallardan ise onu Taiften döndükten sonra  buyurduğunu nakletmiştir. Dolayısıyla bu hadislerin arasında hiç bir farklılık yoktur. bu farklı alanlar da  söylense de, ama Hz. Resulullah (s.a.a) onu  tek bir konu hakkın da söylemiştir. (5)
Allame Bahrani Sakaleyn hadisini 39 sünnü kanalından 82 şia kanalıdan nakletmiştir.(6)
Sakaleyn hadisinin anlamı Hz. Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra ümmettin yolunu kayıp etmemesinin sebebi olarak göstermektedir. Eğer bu insanlar iki emanetten birine sarılıp diğerini bırakırsa kesin olarak delalete düşmüş olurlar, dolayısıyla Kur’an ve Ehl-i beyt birbirlerinini tamamlayan unsurdurlar, Kur’ana itaat etmenin şartı Ehl-i beyt’e itaat etmektir, O’nların başında Hz. Ali (a.s) gelmektedir. ve Ehl-i beyt’e itaat etmenin şartı ise  Kur’ana itaat etmenin şartı olarak buyurmaktadır. Çünkü bunlar birbirini bağlayan ve tamamlayan iki kopmaz halka ve ayrılmaz parçadırlar. Bunların her ikisinede itaat etmek farzdır. Bunlara beraber sarılıp itaat etmek insanı imanı kamil kılmakla beraber mümin ve takva vasfını kazandırarak gerçek yolda sapmadan hakka yürümek demektir. Ve Sakaleyn hadisi Ehl-i beyt İmamlarının masumiyetine delildir,eğer günah işlemiş olsalardı  Kur’an ile özdeşmeleri mümkün olamazlardır. Çümkü günah ve hata Kur’an dan uzaktır, günah ve hatalı bir insanın Kur’anla ayni konumda adlandırılması Allah’ın kendi  ve insanların hidayeti için gönderilen masum Peygamberlerin konumuna uygun bir vasıf sözkonusu olamazdı, ki bu da O’nalrın makamına ve şanına uygun değildir.
 Ul-il Emr Hakkında Şia Ve Sünnü Kanalından
Ul-il Emre itaat etmekten maksat; Şia ve sünnü kanallarından gelen hadislerde İmam Ali (a.s) ve onbir evladının İmamet ve Masumiyetine delil ve O’nlara itaat etmenin farz olduğunu ortaya koymaktadır.
1.        Hadis : İbrahim bin Muhammed bin mu’eyyed cuveyni; (7) : Şeyh Seduk bin be’ebevey gummi Selim bin Geys’ten rıvayet etmektedir. (8) : Halife osmanın döneminde Hz. Resulullah (s.a.a) ‘ın mescidinde 200’ü aşkın sahabe ve tabi’inden camaat toplanmış ve  birbirleriyle kureyşin ve kendi kabilelerinin faziletleri hakkında konuşmalar yapıyorlardı ve uzun bir sohbet oldu, İmam Ali (a.s) saad bin vakkas, abdurrahman bin avf, talha , zubeyr, ebuzer, miktad,İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) da camideydiler. Uzun sohbetlerden sonra sahabe İmam Ali (a.s)’ın sessiz kalarak bunları dinlediğini görünce dediler ya Ali (a.s) neden konuşmuyorsunuz buyurun konuşun sizide dinleyelim. İmam Ali (a.s) buyurdu; sizler kabilelrinizin ve kendinizin bütün faziletlerini anlattınız. Ve ben siz kureyş, ensardan ve tabi’in den soruyorum bu faziletleri kimin sebebine elde ettiniz, kendi özelliklerinizdenmi bu faziletleri kazandınız, yoksa başka bir fazilet sahibinin sebebinemi Allah bu faziletleri size nasip etti.?  Dediler: Allah! Hz. Muhammed (s.a.a) ve O’nun Ehl-i beyt’i hürmetine bu faziletleri bize nasip etti. İmam buyurdu; ey kureyş, ensar ve tabi’inler doğru söylediniz, ve bilmiyorsunuz dünya ve ahiretiniz için elde ettiğiniz tüm hayırlar biz Ehl-i beyt’in sebebinedir.? Ve İmam! Ehl-i beyt’in ve kendi faziletlerinden bir paragraf  açarak onlara  kendi konuşmalrıyla ilgili onlardan kendisine cevap vermelerini istedi.Ve İmam şöyle buyurdu: sizi Allah’a and veriyorum bu Ayetler indiğinde;
2.        Ey iman edenler! Allah’a itaat edin; peygamber’e ve sizden olan o yetki sahiplerine de itaat edin. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, bir şeyde çekiştiğiniz zaman  o hususta Allah’a ve peygamber’e başvurun. Böyle yapmanız, hem daha iyidir ve hem de sonu daha güzeldir.  Nisa / 59   Şüphesiz sizin veliniz, yanlız Allah, Resulü ve namazı hakkıyla yerine getiren rükü halinde zekat veren müminlerdir.  Maide / 55
yoksa Allah, sizden cihad eden, Allah, Peygamber ve müminlerden başka kendisine bir sırdaş edinmeyen kimseleri belirlemeden kendi halinize bırkılacağınızı mı sandınız?! Allah, yaptıklarınzdan hakkıyla haberdardır.  Tevbe / 16 
Bu ayetler indiğinde müslümanlar dediler ya Resulullah (s.a.a) bu ayetler genel insanlar içinmidir yoksa özel mümin birileri içinmi nazil oldu.? Hz. Resulullah (s.a.a)  şöle buyurdu: Ey insanlar Allah bana vahiy ettiğinde ve beni görevlendirdiğinde andolsun canım O’nun elinde olan Allah’a nefesim sineme tıkandı sanki ruhum çıkacak,  ve halk bana verilen görevi tekzip edecek sandım. Ve sonra Allah beni O görevi açıklamam için emretti, eğer açıklamasam beni cezalandıracağını emretti: ve daha sonra şöyle buyurdu: Ey insanlar Allah benim mevlam (sahibim) ve ben müminlerim mevlasıyım ve ben onlara canlarından daha yakın deyilmiğim,? dediler evet ya Resulellah; bu esnada Resulullah (s.a.a) Hz. Ali (a.s)’a buyurudu ya Ali kalk; İmam buyuruyor bende kalktım, Resulullah (s.a.a) elimden tuttu ve buyudu ‘’Ben kimin mevlasıyım bu Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım Ali’yi seveni sev, ve O’na düşman olana düşman ol.’’  Selmani Farisi ayağa kalkıp şöyle sordu bu ne velayettir ya Resulellah?; Resulullah (s.a.a) buyurdu: ya selman bu velayet bende olan velayettir, bu velayeti Allah Ali (a.s)’ye verdi. Yani benden sonra bu ümmetin İmamı, önderi Ali /a.s)’dir. Bu açıklamadan sonra Allah nimet ayetini indirdi.
 Bugün dininzi size kamil kıldım ve nimetimi size tamamladım ve din olarak İslam’ı size seçti. Maide / 3 
 Bu esnada Ebu bekir ve Ömer ayağa kalkarak şöyle dediler ya Resulullah (s.a.a) bu ayetler Ali (a.s) hakkındamı inmiştir.? Resulullah (s.a.a) buyudu evet bu ayetler Ali ve  Ondan sonra gelecek İmamlar hakkındadır. Dediler ya Resulullah (s.a.a) O’nları bizim için açıklarmısınız, Buyurdu: Allah’ın hücceti, kardeşim, vezirim, vasim ve benden sonra insanların İmamı olacak Ali bin Ebu Talıb, O’ndan sonra oğlum hasan ve hüseyin ve hüseyinimin soyundan gelecek dokuz evladı. O’nlar Kur’an ile ve Kur’an da O’nlar ile beraberdir, birbirlerinden ayrılmazlar kevser havuzunun başında bana birlikte geleceklerdir. Bu esnada İmam Ali (a.s) orada bulunuan topluluğa sesnelerek Gadir hum da  yaşanan olaya şahitlik etmek isteyenlerin ayağa kalkıp bu olayı yaşadıklarına dair şehadet etmelerini istedi. Ve Zeyd bin Ergem, Bera bin Azib, Salman Farsi, Ebuzer’i Gifari ve Migdat ayağa kalkarak Peygamber (s.a.a)’dan duyduklarına şehadet ederek Hz. Resulullah (s.a.a)  Allah’ın emri gereği İmam Ali (a.s)’ı kendisinden sonra insanlara İmam tayin ettiği olayı anlatarak  şahitlik ettiler. İmam Ali (a.s) buyudu bunların tümünü yaşanmış olarak kabul ediyormusunuz evet ya Ali dediler, ve İmam Buyurdu peki neden buna sadık kalmadınız. Her kes başını önüne eğerek sessiz kaldılar
2. Hadis : Şeyh Seduk Cabir bin Yezidi Cofi den şöyle naklediyor: Cabir bin abdullah ensar’i den duydum; Allah’u tebarek’e  ve te’ala Peygamberin’e ‘’Ul-il Emr’e İtaat’’  ayetini gönderdiğin de  dedim ya Resulullah (s.a.a)  Allah ve Resulünü tanıdık peki bu ayet’ten amaç kimlerdir. Resulullah (s.a.a) buyurdu:  Ey Cabir O’nlar benim vasilerim ve ben den sonra müslümanların İmamlarıdır. Birincisi  Ali bin Ebu talib daha sonra  hasan ve hüseyin, sonra Muhammed bin Ali, Tevratta bakır diye geçer ey cabir sen en yakın zamanda onu göreceksin, ve benim selamımı O’na ilet, sonra Cafer bin Muhammed, Musa bin Cafer, Ali bin Musa, Muhammed bin Ali, Ali bin Muhammed, Hasan bin Ali ve daha sonra ismi benim ismimden lakabı benim lakabımdan olan Allah’ın yer yüzündeki son hücceti Hasan bin Ali’nin oğlu olan Mehdi (a.f)’ dir. Allah O’nun eliyle doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar her tarafı yer yüzünü zülüm ve fesad’ın doldurduğu gibi adalet ve iğilikle dolduracaktır. (9)
 3. Hadis : Borid Aceli  İmam Muhammed Bakır (a.s)’dan şöyle nakletmektedir:
İmam şöyle buyurdu: ‘’Ul-il Emr’e İtaat’’ ayetinden maksat yanlız biz Ehl-i beyt’iz, Allah müminlerin itaat’ını kıyamet gününe kadar biz Ehl-i beyt İmamlarına farz kılmıştır. (10)
( Allah’umme Accil li- veliyyike-l ferec )
1-Şevahidit’tenzil c.2,s.190 
2- Şevahidit’tenzil c.2, s.
 3- Müstedrek-issahiheyn c. 3, s. 121 - daru-l me’arif  Beyrut
4- Sahi-hi tirmizi c.5,s. 621,622- daru-l fik /Müsned’i ahmed c.3,s.17,59 ve c.5,s.181,189  dari sadir beyrut / Müstedrek’i hakim c.3, s. 109, 110 – daru-l me’arif beyrut / Hesais-innesai  s.93
5- Essevaig-il mehreke s. 150. Mektebet-il kahire
6- Ğayet-il meram c.1, s. 304, 367
 7- Fevaid-il semtin c.1, s. 312 beyrut
 8- Kemaleddin s. 274
 9- Kemaleddin s. 253
Tevekkül  EROL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder