Bismillahirrahmanirrahim
Kur’an
da İmamet Ve Masumiyet-7
Ul-il Emr
Hakkında; İtaat, Sakaleyn Ve Menzilet
Menzilet Hadisi: Ul-il Emr den maksat ne
Alimlerdir ne Sahabelerdir ne tabi-inlerdir ne Komutanlardır ne 3 halifedir ne
Babalardır ne Emeviler ve nede Abbasi sultanlarıdır. O’nlar Allah’ın yeryüzünde
ki özel ilmiyle
donatılıp görevlendirdiği ve Peygamberlerin temsilcileri İmamet makamına sahip olan 12 Masum İmamlardır. Sünnü hadiscilerin ileri gelen büyük alimlerinden Hakim Heskani den gelen bir hadiste Şevahidi Tenzil kitabın da Ul-il Emr ayetinin tefsirinde Mucahid den Rivayet etmektedir: Ayeti Kerimede söz edilen ‘’Ul-il Emr-i Minkum’’ cümlesi ‘’ Emiril Müminin Hz. Ali bin Ebu Talib(a.s) ın İmamet ve Velayeti hakkında inmiştir. Resulullah (s.a.a) Medinde O’nu kendi yerinde Vasiy kılarak kadın ve cocuklara sahip olmasını istediğinde İmam Ali(a.s) şöyle arzetti: beni kadın ve cocuklaramı Vasiy kılıyorsunuz ya Resulellah? Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Bana nisbetin Harun’un Musa’ya nisbeti gibi ve ümmetimin arasında halifem olmak ve onları islah etmek istemezmisin. Bu Ayet’te ki ‘’ Ul-il Emr Minkum’’ Emir sahipleri ölçüsü Hz. Ali bin Ebu Talib (a.s)in Resulullah’ın hayatta yaşadığı dönemde O’nu insanlara İmam karar kılmasıyla gerçekleşmiştir, O’nu medinede kendi yerinde bıraktı ve Allah’ın emri gereği insanlara O’na İtaat etmelerini ve muhalefetlik etmemelerini emretti.’’(1)
donatılıp görevlendirdiği ve Peygamberlerin temsilcileri İmamet makamına sahip olan 12 Masum İmamlardır. Sünnü hadiscilerin ileri gelen büyük alimlerinden Hakim Heskani den gelen bir hadiste Şevahidi Tenzil kitabın da Ul-il Emr ayetinin tefsirinde Mucahid den Rivayet etmektedir: Ayeti Kerimede söz edilen ‘’Ul-il Emr-i Minkum’’ cümlesi ‘’ Emiril Müminin Hz. Ali bin Ebu Talib(a.s) ın İmamet ve Velayeti hakkında inmiştir. Resulullah (s.a.a) Medinde O’nu kendi yerinde Vasiy kılarak kadın ve cocuklara sahip olmasını istediğinde İmam Ali(a.s) şöyle arzetti: beni kadın ve cocuklaramı Vasiy kılıyorsunuz ya Resulellah? Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Bana nisbetin Harun’un Musa’ya nisbeti gibi ve ümmetimin arasında halifem olmak ve onları islah etmek istemezmisin. Bu Ayet’te ki ‘’ Ul-il Emr Minkum’’ Emir sahipleri ölçüsü Hz. Ali bin Ebu Talib (a.s)in Resulullah’ın hayatta yaşadığı dönemde O’nu insanlara İmam karar kılmasıyla gerçekleşmiştir, O’nu medinede kendi yerinde bıraktı ve Allah’ın emri gereği insanlara O’na İtaat etmelerini ve muhalefetlik etmemelerini emretti.’’(1)
Bu
hadiste bilgin ve mufessir Alim Mucahid; bu ayetin iniş felsefesini Resulullah
(s.a.a)’ ın Hz. Ali (a.s)’ı medinede kendi yerinde vasıy bıraktığı ayetini
tefsir ettiği zaman kendisinin olayı anladığını ve çözdüğünü söylemektedir. Bu
hadiste Hz. Harun’un Hz. Musa (a.s)’ ya olan yakınlığının aynısını Resulullah
(s.a.a)’ ın Hz. Ali (a.s)’ ı kendisine yakın karar kılması ve O’na mutlak itaat
edilmesini istemesidir. Menzilet hadisi
konusu Sünnü ve Şia alim ve müfessirleri arasında bir çokları tarafından ortak
görüşle değerlendirmiş ve aynı noktda ve konu üzerinde birleşilmişlerdir.
Devamında Hakim Haskani menzilet hadisi
için şöyle diyor: bu menzilet hadisi aynı hadistir ki bizim büyük şeyhimiz
(ustadımız) Ebu Hazım Hafiz; menzilet hadisi için şöyle derdi, ben beş bin
sened ile onaylattım onu, bu hadis konusunda şüphe yoktur İbni Asakir kendi
kitabında
bu konuyu bir çok sahabeden nakletmiştir.(2)
Bu
hadis; İmam Ali (a.s) ümmetin en bilgini en faziletlisi ve Hz. Resulullah
(s.a.a)’ın kendi döneminde ve vefatından sonraki dönemde O’nun varisi ve
halifesi oluşunun delilidir.
İtaat
Hadisi: İmam Ali (a.s)’ın İmametine delil olan diğer bir hadisde İtaat
Hadisidir,bu hadis çeşitli kaynak ve söylemlerle aktarılmıştır, Hakimi Nişaburi
Mustedreki sahiheyn de bu konuyu
yazarken ve Zehebi tehlis kitabında bu
konuyu onaylıyor. Hadisin özü şöyledir:
Hz.Resulullah
(s.a.a) şöyle buyuruyor: bana itaat eden Allah’a itaat etmiştir, Bana karşı
gelen Allah’a karşı gelmiştir, ve Ali’ye itaat eden bana itaat etmiştir, Ali’ye
karşı gelen bana karşı gelmiş ve emrime itaat etmemiştir.. (3)
bu
hadisde Resulullah (s.a.a) kendine itaatın şartını Allah’a itaat olarak buyururken Hz. Ali
(a.s)’a itaatın şartını kendine itaat
olarak beyan etmektedir. Ve kendisine
karşı gelmenin şartını Allah’a karşı gelineceğini buyururken Hz. Ali (a.s)’a
karşı gelmenin şartını kendisine karşı gelmek olarak beyan etmektedir.
Dolayısıyla bu hadiste çok açık bir şekilde açıkladığı gibi Hz. Ali (a.s)’a
itaatın farz oluşunu Peygamber’in kendisine itaat gibi farz olduğunun
delilidir. Ul-il Emr ayetinin öz anlamı Hz. Resulullah (s.a.a)’a itaat etmenin
farz olduğudur, Hz. Ali (a.s) Resulullah’ın varisi oluşu hasabiyle O’na
itaat’ın da farz oluşunun anlamını çıkarmaktadır. Ve bu hadis Hz. Ali (a.s)’ın
ismet (masum) oluşuna da delilidir. Çünkü itaat emrin fer’idir yani itaattan
sonra gelir yani itaat emri gelmeyene kadar itaat sözkonusu olamaz. İmam Ali
(a.s)’a itaat Resulullah (s.a.a)’a itaattır,İmam Ali (a.s)’ın emri Resulullah
(s.a.a)’ın emridir. İmam Ali (a.s)’ın maslahat gördüğü Resulullah(s.a.a)’ın
maslahatıdır.bunun kendisi de İmam Ali(a.s)’ın
masumiyetinden başka bir delile işaret değildir.
Sakaleyn Hadisi: Ul-il Emr de Ehl-i beyt (a.s)’e itatt etmenin
farziyetinin başka bir delili ise sakaleyn hadisidir. Bu hadis şia ve sünnü
arasında kesin delillerle ittifak edilmiş ender hadislerden birtanesidir. Gerçi
bu bir çok farklı söylemlerle söylenmiş
olsa dahi, ama hepisinde farklılık göstermeğen
iki cümle vardır ki bütün farklı söylemlere arğmen aynı anlamda
geçmektedir. Şu hadisde açıklandığı gibi: Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle
buyuruyor: ben sizin aranız da iki ağır emanet bırakıyorum; Allah’ın Kitabı, ve
benim İtretim, ehl-i beytim bu ikisine birlikte sarılan asla delalete düşmez,
ve bunlar birbirlerinden asla ayrılmazlar, kevser havuzunun başında bana
birlikte geleceklerdir.(4)
İb-ni
Hacer; bu hadis hakkında şöyle diyor: Sakaleyn ( Kur’an Ve Ehl-i beyt)’e
sımsıkı sarılmak hakkında 20 ve onun üzerinde sahabe kanalından Hz.
Resulullah(s.a.a)’ın Medine de hasta iken, bazı kanallar dan hicr’de
tolanmişken, bazı kanallar dan Gadir hum
da, bazı kanallardan ise onu Taiften döndükten sonra buyurduğunu nakletmiştir. Dolayısıyla bu
hadislerin arasında hiç bir farklılık yoktur. bu farklı alanlar da söylense de, ama Hz. Resulullah (s.a.a) onu tek bir konu hakkın da söylemiştir. (5)
Allame
Bahrani Sakaleyn hadisini 39 sünnü kanalından 82 şia kanalıdan nakletmiştir.(6)
Sakaleyn
hadisinin anlamı Hz. Resulullah (s.a.a) kendisinden sonra ümmettin yolunu kayıp
etmemesinin sebebi olarak göstermektedir. Eğer bu insanlar iki emanetten birine
sarılıp diğerini bırakırsa kesin olarak delalete düşmüş olurlar, dolayısıyla
Kur’an ve Ehl-i beyt birbirlerinini tamamlayan unsurdurlar, Kur’ana itaat
etmenin şartı Ehl-i beyt’e itaat etmektir, O’nların başında Hz. Ali (a.s)
gelmektedir. ve Ehl-i beyt’e itaat etmenin şartı ise Kur’ana itaat etmenin şartı olarak
buyurmaktadır. Çünkü bunlar birbirini bağlayan ve tamamlayan iki kopmaz halka
ve ayrılmaz parçadırlar. Bunların her ikisinede itaat etmek farzdır. Bunlara
beraber sarılıp itaat etmek insanı imanı kamil kılmakla beraber mümin ve takva
vasfını kazandırarak gerçek yolda sapmadan hakka yürümek demektir. Ve Sakaleyn
hadisi Ehl-i beyt İmamlarının masumiyetine delildir,eğer günah işlemiş
olsalardı Kur’an ile özdeşmeleri mümkün
olamazlardır. Çümkü günah ve hata Kur’an dan uzaktır, günah ve hatalı bir
insanın Kur’anla ayni konumda adlandırılması Allah’ın kendi ve insanların hidayeti için gönderilen masum
Peygamberlerin konumuna uygun bir vasıf sözkonusu olamazdı, ki bu da O’nalrın
makamına ve şanına uygun değildir.
Ul-il
Emr Hakkında Şia Ve Sünnü Kanalından
Ul-il
Emre itaat etmekten maksat; Şia ve sünnü kanallarından gelen hadislerde İmam
Ali (a.s) ve onbir evladının İmamet ve Masumiyetine delil ve O’nlara itaat
etmenin farz olduğunu ortaya koymaktadır.
1.
Hadis : İbrahim bin Muhammed bin
mu’eyyed cuveyni; (7) : Şeyh Seduk bin be’ebevey gummi Selim bin Geys’ten
rıvayet etmektedir. (8) : Halife osmanın döneminde Hz. Resulullah (s.a.a) ‘ın
mescidinde 200’ü aşkın sahabe ve tabi’inden camaat toplanmış ve birbirleriyle kureyşin ve kendi kabilelerinin
faziletleri hakkında konuşmalar yapıyorlardı ve uzun bir sohbet oldu, İmam Ali
(a.s) saad bin vakkas, abdurrahman bin avf, talha , zubeyr, ebuzer, miktad,İmam
Hasan ve İmam Hüseyin (a.s) da camideydiler. Uzun sohbetlerden sonra sahabe
İmam Ali (a.s)’ın sessiz kalarak bunları dinlediğini görünce dediler ya Ali
(a.s) neden konuşmuyorsunuz buyurun konuşun sizide dinleyelim. İmam Ali (a.s)
buyurdu; sizler kabilelrinizin ve kendinizin bütün faziletlerini anlattınız. Ve
ben siz kureyş, ensardan ve tabi’in den soruyorum bu faziletleri kimin sebebine
elde ettiniz, kendi özelliklerinizdenmi bu faziletleri kazandınız, yoksa başka
bir fazilet sahibinin sebebinemi Allah bu faziletleri size nasip etti.? Dediler: Allah! Hz. Muhammed (s.a.a) ve O’nun
Ehl-i beyt’i hürmetine bu faziletleri bize nasip etti. İmam buyurdu; ey kureyş,
ensar ve tabi’inler doğru söylediniz, ve bilmiyorsunuz dünya ve ahiretiniz için
elde ettiğiniz tüm hayırlar biz Ehl-i beyt’in sebebinedir.? Ve İmam! Ehl-i
beyt’in ve kendi faziletlerinden bir paragraf
açarak onlara kendi konuşmalrıyla
ilgili onlardan kendisine cevap vermelerini istedi.Ve İmam şöyle buyurdu: sizi
Allah’a and veriyorum bu Ayetler indiğinde;
2.
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin; peygamber’e ve sizden olan
o yetki sahiplerine de itaat edin. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman
ediyorsanız, bir şeyde çekiştiğiniz zaman
o hususta Allah’a ve peygamber’e başvurun. Böyle yapmanız, hem daha
iyidir ve hem de sonu daha güzeldir. Nisa / 59
Şüphesiz sizin veliniz, yanlız Allah, Resulü ve namazı hakkıyla yerine
getiren rükü halinde zekat veren müminlerdir. Maide / 55
yoksa
Allah, sizden cihad eden, Allah, Peygamber ve müminlerden başka kendisine bir
sırdaş edinmeyen kimseleri belirlemeden kendi halinize bırkılacağınızı mı
sandınız?! Allah, yaptıklarınzdan hakkıyla haberdardır. Tevbe / 16
Bu
ayetler indiğinde müslümanlar dediler ya Resulullah (s.a.a) bu ayetler genel
insanlar içinmidir yoksa özel mümin birileri içinmi nazil oldu.? Hz. Resulullah
(s.a.a) şöle buyurdu: Ey insanlar Allah
bana vahiy ettiğinde ve beni görevlendirdiğinde andolsun canım O’nun elinde
olan Allah’a nefesim sineme tıkandı sanki ruhum çıkacak, ve halk bana verilen görevi tekzip edecek
sandım. Ve sonra Allah beni O görevi açıklamam için emretti, eğer açıklamasam
beni cezalandıracağını emretti: ve daha sonra şöyle buyurdu: Ey insanlar Allah
benim mevlam (sahibim) ve ben müminlerim mevlasıyım ve ben onlara canlarından
daha yakın deyilmiğim,? dediler evet ya Resulellah; bu esnada Resulullah (s.a.a)
Hz. Ali (a.s)’a buyurudu ya Ali kalk; İmam buyuruyor bende kalktım, Resulullah
(s.a.a) elimden tuttu ve buyudu ‘’Ben kimin mevlasıyım bu Ali de onun
mevlasıdır. Allah’ım Ali’yi seveni sev, ve O’na düşman olana düşman ol.’’ Selmani Farisi ayağa kalkıp şöyle sordu bu ne
velayettir ya Resulellah?; Resulullah (s.a.a) buyurdu: ya selman bu velayet
bende olan velayettir, bu velayeti Allah Ali (a.s)’ye verdi. Yani benden sonra
bu ümmetin İmamı, önderi Ali /a.s)’dir. Bu açıklamadan sonra Allah nimet ayetini
indirdi.
Bugün dininzi size kamil kıldım ve nimetimi
size tamamladım ve din olarak İslam’ı size seçti. Maide / 3
Bu esnada Ebu bekir ve Ömer ayağa kalkarak
şöyle dediler ya Resulullah (s.a.a) bu ayetler Ali (a.s) hakkındamı inmiştir.?
Resulullah (s.a.a) buyudu evet bu ayetler Ali ve Ondan sonra gelecek İmamlar hakkındadır.
Dediler ya Resulullah (s.a.a) O’nları bizim için açıklarmısınız, Buyurdu:
Allah’ın hücceti, kardeşim, vezirim, vasim ve benden sonra insanların İmamı
olacak Ali bin Ebu Talıb, O’ndan sonra oğlum hasan ve hüseyin ve hüseyinimin
soyundan gelecek dokuz evladı. O’nlar Kur’an ile ve Kur’an da O’nlar ile
beraberdir, birbirlerinden ayrılmazlar kevser havuzunun başında bana birlikte
geleceklerdir. Bu esnada İmam Ali (a.s) orada bulunuan topluluğa sesnelerek
Gadir hum da yaşanan olaya şahitlik
etmek isteyenlerin ayağa kalkıp bu olayı yaşadıklarına dair şehadet etmelerini
istedi. Ve Zeyd bin Ergem, Bera bin Azib, Salman Farsi, Ebuzer’i Gifari ve
Migdat ayağa kalkarak Peygamber (s.a.a)’dan duyduklarına şehadet ederek Hz.
Resulullah (s.a.a) Allah’ın emri gereği
İmam Ali (a.s)’ı kendisinden sonra insanlara İmam tayin ettiği olayı
anlatarak şahitlik ettiler. İmam Ali (a.s)
buyudu bunların tümünü yaşanmış olarak kabul ediyormusunuz evet ya Ali dediler,
ve İmam Buyurdu peki neden buna sadık kalmadınız. Her kes başını önüne eğerek
sessiz kaldılar
2. Hadis : Şeyh Seduk Cabir bin Yezidi Cofi den
şöyle naklediyor: Cabir bin abdullah ensar’i den duydum; Allah’u tebarek’e ve te’ala Peygamberin’e ‘’Ul-il Emr’e
İtaat’’ ayetini gönderdiğin de dedim ya Resulullah (s.a.a) Allah ve Resulünü tanıdık peki bu ayet’ten
amaç kimlerdir. Resulullah (s.a.a) buyurdu:
Ey Cabir O’nlar benim vasilerim ve ben den sonra müslümanların
İmamlarıdır. Birincisi Ali bin Ebu talib
daha sonra hasan ve hüseyin, sonra
Muhammed bin Ali, Tevratta bakır diye geçer ey cabir sen en yakın zamanda onu
göreceksin, ve benim selamımı O’na ilet, sonra Cafer bin Muhammed, Musa bin
Cafer, Ali bin Musa, Muhammed bin Ali, Ali bin Muhammed, Hasan bin Ali ve daha
sonra ismi benim ismimden lakabı benim lakabımdan olan Allah’ın yer yüzündeki
son hücceti Hasan bin Ali’nin oğlu olan Mehdi (a.f)’ dir. Allah O’nun eliyle
doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar her tarafı yer yüzünü zülüm ve fesad’ın
doldurduğu gibi adalet ve iğilikle dolduracaktır. (9)
3.
Hadis : Borid Aceli İmam Muhammed
Bakır (a.s)’dan şöyle nakletmektedir:
İmam
şöyle buyurdu: ‘’Ul-il Emr’e İtaat’’ ayetinden maksat yanlız biz Ehl-i beyt’iz,
Allah müminlerin itaat’ını kıyamet gününe kadar biz Ehl-i beyt İmamlarına farz
kılmıştır. (10)
(
Allah’umme Accil li- veliyyike-l ferec )
1-Şevahidit’tenzil
c.2,s.190
2-
Şevahidit’tenzil c.2, s.
3- Müstedrek-issahiheyn c. 3, s. 121 - daru-l
me’arif Beyrut
4-
Sahi-hi tirmizi c.5,s. 621,622- daru-l fik /Müsned’i ahmed c.3,s.17,59 ve
c.5,s.181,189 dari sadir beyrut /
Müstedrek’i hakim c.3, s. 109, 110 – daru-l me’arif beyrut /
Hesais-innesai s.93
5-
Essevaig-il mehreke s. 150. Mektebet-il kahire
6-
Ğayet-il meram c.1, s. 304, 367
7- Fevaid-il semtin c.1, s. 312 beyrut
8- Kemaleddin s. 274
9- Kemaleddin s. 253
10-
El-Kafi c.1, s. 217
Y A Z A R I N D İ Ğ E R Y A Z I L A R I
Y A Z A R I N D İ Ğ E R Y A Z I L A R I
Tevekkül EROL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder